GİSBİR YK Başkanı Murat KIRAN ekonomik büyüme değerlendirmesi

 

11.06.2013 tarihinde açıklanan 2013 yılı Birinci Çeyrek Büyüme verileri ve 12.06.2013 tarihinde açıklanan Ödemeler Dengesi (cari açık)’ne  ilişkin olarak Türkiye  Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Derneği (GİSBİR)  Yönetim Kurulu Başkanı Sn.Murat KIRAN’ın değerlendirmelerini aşağıda sunulmuştur.

Türkiye’mizin  toplumsal uzlaşma anlamında karşılıklı anlayış gerektiren bir dönemden geçtiği bugünlerde açıklanan 2013 yılı ilk üç aylık ekonomik büyüme verileri az da olsa yüreklerimize  su serpmiştir.

Piyasa beklentisi olan %2’ler dolayındaki büyümenin tersine, açıklanan verinin %3 büyümeyi göstermesi, ekonomik belirsizlikten söz edilmeye başlanan bir dönemde son derece sevindirici olmuştur.

2013 Birinci Çeyreğinde yaşanan bu büyüme ile, Türkiye ekonomisi ardı ardına 14 çeyrektir (üç buçuk yıldır) büyüme göstermiştir. Özellikle 2012 yılı için gerçekleşen (Batı ülkelerine göre aslında çok yüksek, ama bizim canlı ve diri ekonomimizin son on yıllık performansına göre) düşük kalan ekonomik büyüme verisinin ardından gelen bu büyüme oranı, 2013 yılında hedeflenen %4’lük yıllık büyüme oranının tutturulabileceği izlenimini yaratmaktadır.

Türkiye  Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Derneği – GİSBİR olarak sanayinin tam içinde ve hatta en ortasında yer alan biz gemi inşa sanayicileri, ekonomik büyümenin ön habercisi gibiyizdir.

Çünkü ekonomik büyüme (ya da küçülme) dönemlerinde öncelikle ticaret ve taşımacılık artar / azalır. Bu hareketlilik de hemen tersanelerimize verilen yurtiçi ve yurtdışı siparişlere yansır.

Her ne kadar son aylarda sanayimizde dikkat çekici bir sipariş artışı gözlenmemiş olsa da, sipariş durumunun geçmiş son üç yıla göre toparlanmakta olduğu gözlenmektedir. Kaldı ki bütün dünya ile entegre olmuş sanayimiz, ABD Merkez Bankasının mesajlarından alınan “para politikasının artık bu kadar gevşek olmayacağı (yani her ay piyasaya 85 milyar dolar sürülmeyebileceği)” izleniminin belirsizlik yaratıcı etkilerini de hissetmektedir.  

Her ne kadar 2013 yılı Birinci Çeyreğinde yaşanan ekonomik büyüme bizi umutlandırdıysa da, bu büyümenin ayrıntılarına bakınca bir parça da endişe duyduğumuzu da belirtmek isterim.

Çünkü Birinci çeyrekte yaşanan ekonomik büyüme, nerede ise tamamen kamu harcamalarından ve yatırımlarından gelmiştir. Öyle ki %3,0 olarak gerçekleşen ekonomik büyümeye kamu harcamalarının katkısı %2,2’dir (hal bu ki son on yıl ortalamasında bu katkı sadece %0,1 olmuştur). Bir diğer deyiş ile, ekonomik büyümenin dörtte üçlük kısmı, %82 oranında artırılan kamu harcamaları ve yatırımları sayesinde olmuştur. Ya da eğer kamu harcamaları son on yıl ortalaması kadar artsa idi, ekonomik büyüme %3,0 yerine %0,9 olacaktı.

Türkiye’nin özel sektör lokomotifi ile büyümesi gerektiğine inanan sanayiciler olarak bu istisnai durumun, yüksek büyüme döneminde (2010-2011 ve kısmen 2012) enflasyonun artmaması için ertelenen kamu yatırımlarının hayata geçirilmesi olarak görmek istiyoruz. Umarız bu kamu harcama patlaması, Mart 2014’de başlayacak üçlü seçim süreci öncesinde alınan ekonomiyi yapay olarak büyütme önlemleri değildir ve her zaman gerçekleşmesi için çalışmalar yaptığımız “sürdürülebilir ekonomik büyüme” ilkesine bir zarar gelmez.

2013 Birinci Çeyreğinde gerçekleşen ekonomik büyüme verilerinin hemen ardından açıklanan Nisan ayı Ödemeler Dengesi (Cari Açık) sonuçları da aslından ekonomik büyüme verilerini desteklemiştir. Çünkü Türkiye’de lineer bir ilişki ile beklenen, ekonomik büyümenin hızlandığı dönemde Cari Açığın artmasıdır; ki ilk bakışta Nisan 2013’de böyle olduğu görülmektedir.

Şöyle ki, bir yıl önce Nisan 2012’de dört aylık cari açık 20,8 milyar dolar iken, bu yılın ilk dört ayında bu açık 24,3 milyar dolara çıkmıştır (%17’lik artış). Bu durum, (özellikle Gezi Parkı olayları nedeni ile hassasiyeti artan yabancı yatırımcının ürkmesi ile) cari açığın finansmanı konusunda uyarıcı, ama ekonomik büyüme açısından da sevindirici bir haberdir.

Yine de Nisan 2013 ödemeler dengesi verilerini inceleyen dikkatli bir göz, ödemeler dengesinin açık vermesinin nedeninin altın ticareti olduğunu düşünebilir. Çünkü Nisan ayında (özellikle İran’a yapılan) altın ithalatı çok yavaşlamış; ama (belki de Türk yatırımcılarının düşen uluslararası altın fiyatlarından istifade etmek istemesi nedeni ile) Türkiye’nin altın ihracatı çok artmıştır. Öyle ki sadece Nisan ayında altın ticaretinde yaşanan açık 2,1 milyar dolardır.

Türkiye  Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Derneği – GİSBİR’in önümüzdeki kısa dönemde beklentisi, Güneydoğu sorununda sağlanan toplumsal uzlaşma ortamının diğer alanlara da taşınarak ülkemizin ekonomik alanda hakkı ile kazandığı “Yatırım Yapılabilir Ülke” unvanının yükselerek sürmesidir.

Sanayileşmenin ilk ve tek refah artırıcı faaliyet olduğuna inanan GİSBİR, son aylarda ulaşılan düşük faizli uygun yatırım ortamının, ekonomi dışı gelişmelerle bozulmasının ülkemiz menfaatine bir husus olmadığı kanaatindedir.

Saygılarımla.

Murat KIRAN

Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği  Derneği