GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Murat Kıran, GİSBİR TV’ye tersanelerde alınan önlemlerle ilgili açıklamada bulundu.
Tersanesinde röportaj veren GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Murat Kıran “Dünya daha önce hiç karşılaşmadığı büyüklükte bir problemle karşı karşıyadır. Bilim insanları, devletler, yöneticiler bir bilinmeyenle mücadele halindeler. Tabii ki bu sorunu öğrenmeye ve gerekli önlemleri almaya başladık. Dünya geneli için konuşuyorum, bu süreçte ne kadar az sayıda vaka olursa, o kadar iyi olacak” şeklinde sözlerine başladı.
“Bu mücadelede bizler ne yapıyoruz diye soracak olursanız:
Biz başından beri uluslararası hizmet yapan bir sektörüz. Müşterilerimizin ve hizmet verdiğimiz şirketlerin yüzde 95’i yabancı. Ağırlıklı olarak da Avrupalı müşterilerimiz var. Covid-19 dediğimiz virüs, Aralık ayının başında Çin’de ortaya çıktı. Bunun akabinde biz uluslararası iş yapmamızdan dolayı, tersaneler olarak çok sıkı önlemler almaya başladık. Yani bu sıkı önlemlere 10 Mart’tan sonra başlamadık. Aralık ayının ilk günlerinden beri kademeli olarak önlemlerimizi arttırdık. Yabancı gemilerin gelmesi, o gemilerle gelen mürettebatın kontrolü ve kendi işçilerimizin sağlığını korumak için bu vesileyle çok daha öncesinden önlemleri almaya başladık. Bizim diğer sektörlere göre şöyle bir avantajımız var; bizim sektörümüzde “İş Sağlığı ve Güvenliğine” çok önem veriyoruz. Tüm sektör paydaşlarımız bu konunun öneminin farkında. Bu bizim en büyük avantajımız. Bugün bu konuya önem vermemizin sebebi, geçmiş yıllarda örneğin 2008’li yıllarda, hatırlayın, çeşitli doğru ya da yanlış haberlerle gündeme geliyorduk. O günlerden bugünlere iş sağlığı ve güvenliği konusunda limitlerimizi çok yükselttik. Dolayısıyla şu an içinde bulunduğumuz duruma karşı pozisyon alabilmemiz nispeten kolay oldu.
Rahatlıkla söyleyebilirim ki gemi inşa sanayi olarak küçük ama bir o kadar da büyük bir aileyiz. GİSBİR çatısı altında bulunan tüm paydaşlarımızla hemfikiriz: Önce insan sağlığı.
Herkesten fikir alıp mümkün olduğunca çalışarak, irili ufaklı herkesi dinleyip ve maksimum seviyede her konuda önlemler alıyoruz. Ticaretimizi de yeri geliyor böyle yapıyoruz. Yani bizim birlik ve beraberliğimiz şükürler olsun ki çok iyi. Her ne kadar birbirimize karşı rekabet etsek de dostluklarımız devam ediyor. Rekabet, olması gereken yerde, bir kenarda duruyor. İşte bu gibi zor zamanlarda hep birlikte hareket ediyoruz.
10 Aralık 2019 tarihinden itibaren yaptıklarımızı tüm üyelerimize duyurduk. Samimi şekilde söylüyorum üyelerimizin yüzde 90 hatta yüzde 95’i alınan önlemlere uydular. 60 yaş üstü ve kronik hastalıkları olanları ivedi olarak izne çıkarttık. İşçilerin sayısını vardiyalı olarak azalttık. Tersane girişlerinde termal kameralarımızla tersanelere giren, ki buna ben de dahilim, herkesin ateş ölçümleri yapılıyor. Alınan önlemler kapsamında bir sıkıntı görülmesi halinde uygulayacağımız prosedürler, eylem planları, toplu birikim yerlerinin sıhhileştirilmesi; yemekhanelerin idarelerimizin belirlediği kurallar çerçevesinde sosyal mesafeye uygun olarak yeniden düzenlenmesi gibi birçok önlem alındı.
Tereddüt ettiğimiz noktalar elbette ki var örneğin; İşe giriş-çıkış saatlerimiz. Bu saatlerde yığılmaları önlemek adına önlemleri alıyoruz ama, şunu da unutmayalım insan faktörü var. Örneğin; ben kendi tersanemin çıkışında durup, insanları birebir uyardım. İnsanlar aralarındaki mesafeyi fark etmeyip bir metrenin altına geçebiliyorlar.
Bir diğer konu, servisler. Servis araçlarında oturma düzeninde mesafe aralığı az olduğu için, GİSBİR’in birçok üyesi şu dönemde servis sayısını iki katına çıkarttı. Burada da okulların kapanması avantajımız oldu. Boşa çıkan servis araçlarını üyelerimiz kiralamaya başladı.
İdarelerimizin aldığı kuralların üzerine, kendi içimizde bir artı daha ekleyerek yolumuza devam ediyoruz. Şunu kesinlikle unutmamalıyız; ülke olarak aynı anda birkaç savaş veriyoruz. Tüm önlemlerimizi alacağız. Öte yandan ekonomik bazı gerçekler de var. Ben her zaman söylüyorum, biz gemi inşa sanayi olarak katma değeri çok yüksek bir sektörüz. Özellikle hizmet ihraç ediyoruz. Dolayısıyla getirdiğimiz dövizlerin dışarıya çıkış oranı neredeyse dörtte bir, bu çok kıymetli bir durum. Özellikle ekonomik savaşlarda siz de biliyorsunuz; ülkenize döviz kazandırmak çok kıymetli bir şey. Biz bunun bilincindeyiz. Bugünün rakamsal değerlerine baktığınızda, Covid-19 nedeniyle ekonomik göstergeler zayıfladı. Gemi inşa sektöründe yaklaşık 50 bin kişilik bir istihdamımız var. Yan sanayimizde 200 bin kişi bulunuyor. Bu rakamları aileleriyle beraber hesap edersek, yaklaşık bir milyona yakın kişi ekonomik olarak buradan besleniyor. Dolayısıyla önlemlerimizi maksimum seviyede alıp idarecilerimizin bize tavsiye ettiği ya da emrettiği önlemleri alıp yolumuza olabildiğince devam etmemiz gerektiği aşikârdır. Çalışanlarımızla birebir görüşüyoruz. Covid – 19’dan ötürü bir şüphesi ya da kaygısı olan, kendini emniyetsiz gören varsa bize bildirsin diyoruz. Kapılarımız herkese açık.
Bunu bir savaş olarak görüyorsak ki, bütün dünya bunu öyle görüyor, bu da şu an savaşın bir cephesi. Bu cephenin de mümkün olduğunca yıkılmasına izin vermeden yolumuza devam etmek durumundayız.
Sadece sektörümüz olarak değil ilçemize de her zaman önem veriyoruz. İlçemizdeki Devlet Hastanemiz, GİSBİR Hastanesi, Kaymakamlığımız, İlçe Emniyet Müdürlüğümüz ve elbette Liman Başkanlığımızla sürekli temas halindeyiz. Olumlu ya da olumsuz içinde bulunduğumuz durumla ilgili her konuyu masaya yatırıyoruz.
Şükürler olsun ki; bu zamana kadar sektörümüzden bir vaka çıkmadı. Şu an en büyük tesellimiz budur. İnşallah da bu önlemlerimizle beraber bir vaka da yaşamadan bu süreci atlatacağız.
Sosyal medya çıkan bazı haberler var. Bu haberleri hepimiz görüyoruz, okuyoruz, artık karalama diye mi yoksa yanlış bilgilendirme diye mi yorumlamak lazım biz de bilemedik. Çıkan ya da yapılan bu haberlerle ilgili yapacak çok da bir şeyimiz yok. Bunların arkasında ne olduğunu öğrenmek lazım.
Önceliğimiz insan sağlığı, hepimizin ailesi başta da büyükleri var. Büyüklerimizi ne yazık ki bu süreçte eve hapsettik, bu tabii ki hepimizi üzüyor, bu yaşa gelmiş insanların evlerinde oturmak zorunda olmaları çok yıpratıcı. Buna her ne sebep olduysa, eminim dünya da hesabını soracaktır diye düşünüyorum. Bu durumu kimsenin kimseye yaşatmaya hakkı yok.
Çevre Bakanlığı ile biliyorsunuz yakın temastayız. Alınan önlemleri biliyoruz, hatta bunları birebir yaşıyoruz. Çevreye bu kadar önem veren bir ülkeyken; 25 bin kilometre uzakta birtakım şeylerin atlanmasından dolayı bu kadar etkilenmemiz bazı gerçekleri görmemize neden oldu. Demek ki bu sadece bizim önlem almamızla olmuyor, bunu tüm dünya olarak düşünmemiz lazım. İnşallah dünya bunu atlatacak.
Ben inanıyorum ki; bu durumdan minimum zararla çıkacağız. Bu noktada önemli olan bir başka konu ise bir daha böylesi olağanüstü durumun tekrarlanmaması. Size ütopya gibi gelebilir ama ölümcül hastalıkların salgın haline gelmemesi adına hiçbir yere ya da devlete bağlı olmayan örgütler kurulup, ülkeleri denetleyen hatta sorgulayan bir çatının olması gerektiğine inanıyorum. O örgütlerin “Ey gemi inşa seni bir inceleyelim, sendeki önlemler neler?” demesi lazım. Bunun arkasında kesinlikle tek bir ülke olmamalı. Tamamen bağımsız, kendini bu işe adamış örgütler olması gerektiğine yürekten inanıyorum. Keşke olsa, o yapıda örgütlerin herkese ışık tutacağını düşünüyorum.
Sözlerimi son bir örnekle bitirmek istiyorum. GİSBİR’ in tersaneler için kurduğu bağımsız bir İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu var. Devlet tarafından defalarca denetleniyoruz, ama bununla yetinmeyip GİSBİR olarak bir komisyon kurup, tersanelerden bağımsız uzman bireylerle bir ortam yarattık. Bağımsız denetimler olduğunda insanlar korkusuzca eksiklerinizi yazabiliyor. Ben kendi tersanemde yaptım ve çok da memnun kaldım. Mantıklı bir idareciyseniz bağımsız kuruluş tarafından verilen bu bilgileri değerlendirmeye alıp, düzeltmek için çalışmalara başlarsınız. İşte bu minimal yapıyı dünyaya uyarladığınızda başarıya ulaşmaması için bir sebep yok. Şu an bu söylediklerim ütopik geliyor olabilir, ama günün birinde inşallah böyle bir organizasyon yapılır.
İnşallah alınan önlemlerle vaka sayımızın artışında düşüşler yaşamaya başlarız. Ülkemizin ve dünyamızın en kısa sürede bu durumdan kurtulması en büyük temennimiz. Herkesin yaptığı uyarıyı buradan ben de yapmış olmayı isterim. Yaşlılarımıza ve kronik hastalarımıza dikkat edelim.